Powered By Blogger

3 Şubat 2012 Cuma

SURİYE-ŞAM GEZİ NOTLARI(TEMMUZ 2010)

               Yüzyıllarca aynı coğrafyada, aynı tarih, aynı görünüşe, aynı dile, aynı kültüre sahip bir toplumun çocuklarıyız. Yıllarca savaşlar, barışlar ve kardeşliklere sahip olduk. Ancak şimdi ne olduysa aynı coğrafyanın çocukları birbiriyle İngilizce anlaşıyorlar bu bana çok acı geliyor. İşte bütün bunlar bize cesaret verdi ve ilk yurt dışı tecrübemize buradan başlamaya karar verdik.
               Antalya’dan THY’nin direk uçuşuyla yaklaşık 1,5 saatte Şam’a vardık. Uçaktan inişimizle kendimizi bir zaman tünelinde hissettik. Yaklaşık 20-30 yıl öncesine dönmüşüz gibi geldi. Bu arada şunu da belirtmeliyiz ki eşim ve ben tek bir Arapça kelime bilmiyoruz. Şam’da kalınabilecek bir kaç tane 5 yıldızlı otel mevcut.Bunlar Four Seasons,Dedeman ve Sheraton oteli.Biz Sheraton’da 4 gün boyunca konakladık.Otele son model bir taksiyle gittik ve çok da pahalı değildi.Taksici ile sohbetimizde araçların Kore malı olduğunu ve bu yüzden çok ucuz olduğunu söylediler.Benzinin fiyatını size hiç söylemiyorum zaten …Otel girişten odalara kadar mırra kokuyordu.

                Sokaklar çok büyüleyici idi. Zamanda geriye gitmiş gibiydiniz. Çarşıda dolaşırken Türk olduğumuzu anlıyor selam veriyorlardı. Bazen tatlı bazen çay ısmarlıyorlardı. Az İngilizce ve Türkçeleri ile ‘biz kardeş, brother’ diyenler oldu. Türklüğümden çok gururlandım ve duygulandım. Gitmek istediğimiz yerleri Arapça bilmediğimizden dolayı bulmakta zorlandık. Ama yardım etmek için bazen bir arkadaşını yan esnafı çağırıyor yardım etmeyi deniyorlardı.
                 Belirli bir saatten sonra taksi bulmak çok zor.Çünkü günlük ihtiyaçlaını kazandıktan sonra işlerini bırakıp ailelerinin yanlarına dönüyorlar ve çarşıya dolaşmaya çıkarıyorlarmış..
Şam’da şunları yapmadan dönmeyin;
-Kemal Baba lokantasında leziz yemekleri deneyin(Ticaret bankasının yanındaki binada 2.katta)
-Hamidiye çarşısını gezin(burası İstanbul da ki kapalı çarşıya benziyor)

-Hamidiye çarşısındaki dondurmacıdan dondurma yiyin,(bakdash )
-Şehitler anıtını ziyaret edin (Türkiye’den Şam’a gitmeye çalışan ancak uçakları Suriye topraklarına düşen ilk Türk hava şehitleri. Emevi caminin hemen yanında yer alır)

-Emevi camii(Yeryüzündeki en eski ve en büyük camilerden bir tanesi. Romalılar buraya bir Jüpiter tapınağı inşa ederler, Hıristiyanlığın gelişi ile tapınak kiliseye çevrilir. Son olarak Osmanlıların buraya gelişi ile kilise camiye çevrilir. Ancak doğusunu Müslümanlar batısını ise kilise olarak Hıristiyanların kullanımına izin verilir. Hristiyan mozaiklerine kesinlikle dokunulmamış ve hala durmaktadırlar. Caminin 3 minaresi vardır. Bir rivayete göre Hz. İsa’nın zamanı geldiğinde buraya ineceğine inanılır. Hz. Yahya’nın kabri ve Hz. Hüseyin’in başı burada bulunur. Dört tane mihrabı bulunan Emevi Camisi'nde dört mezhebin imamlarına ait dört tane de minber var. Namaz vakitlerinde Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbelî imamlarından herhangi biri gelerek cemaate namaz kıldırıyor.Türkiye de camiden girerken baş örtülür ve ayakkabı çıkartılır ancak orada bahçesine girerken başını ört,p ayakkabılarınızı çıkartıyorsunuz...

-Selahaddin Eyyubi’nin türbesi(Emevi caminin hemen yanında yer alır)

-Süleymaniye külliyesi(Sultan Vahdetinin ve ailesinin mezarı yer alır)
-Azim Palas Esat Paşa Sarayı(1750 yılında Osmanlı döneminde Şam Valisi olan Esat Paşa el-Azim tarafından yaptırılmış ve günümüze kadar korunmuştur. Bir bilet ile tüm sarayı gezebiliyorsunuz.
-Hicaz Tren İstasyonu(Sultan Abdülhamidin en büyük hayali. Kutsal topraklara giden hacıların yolculukları kolaylaşması, bölge denetiminin sağlanması ve askerlerin rahatça ulaşabilmeleri için yaptırmıştı.)

-Çarşı içinde ara sokaklara kendinizi bırakın kaybolmazsınız. O güzel mistik hava içinize kadar işlesin. Ara sokaklarda çok güzel lezzetler gizli. Tatlılar, pideler, döner vb.ler mevcut.
-Küçük dükkânlarda süt ve peynir ürünleri bulduk çok ucuz ve lezzetliydiler..
-Son olarak mutlaka dönerken nefis tatlılardan almayı unutmayın...(şerbetsiz baklava)

            Bu güzel seyahati maalesef şu an size tavsiye edemiyorum. Çünkü Suriye’deki ve özellikle Şam’daki iç karışıklık sıkıntı yaratabilir. Umuyorum en kısa zamanda hem aramızdaki buzlar çözülür hem de Suriye topraklarına huzur ve barış tekrar hakim olur….

3 yorum:

  1. bir antalyalı olarak tanıştığıma memnun oldum
    çoook güzel bir gezi olmuş
    bana da beklerim
    :))))

    YanıtlaSil
  2. çok teşekürler gerçekten eğlenceli bir geziydi :)

    YanıtlaSil
  3. Ben bu duyguyu 1998 yılında Irak'a gittiğimde yaşamıştım. Alaaddinin sihirli lambası masalının içinde gibiydim. Ama masal kitabı çok tozlu ve yıpranmıştı. Suriye siz gittiğinizde gezilebilir bir yermiş. Oysa bugün çok büyük acılar yaşanıyor. Umarım bir an önce biter bu iç savaş. Bu arada, bloguma hoş geldiniz. İyi ki geldiniz.

    YanıtlaSil